PAŞALİMANI ADASI MARMARA’NIN SON OKSİJEN DEPOSU
Akdeniz’e özgü Posidonia oceanica çayırlarının kuzey sularımızda erişebildiği son nokta, Marmara Denizi. Bugüne kadar Marmara’da sadece Paşalimanı Adası civarında yaşadıkları düşünülen Posidonia çayırları, Kapıdağ Yarımadası Narlı Köyü çevresinde de görüldü. Bu, çok iyi bir haber. Bir iyi haber de TÜDAV ve İş Bankası’ndan geldi.
Marmara Denizi, kuzeyde Karadeniz ve batıda Ege Denizi arasında çok önemli bir geçiş yolu. “Bir göç bölgesi, bir biyolojik koridor, bir atlama taşı” diye niteliyor Marmara’nın özelliğini Türk Deniz
Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk ve ekliyor: “Marmara’yı korursak Ege’yi, Akdeniz’i, Karadeniz’i de korumuş oluruz…”
Ancak Türkiye nüfusunun yüzde 20’sinin yaşadığı İstanbul ile sayısız sanayi ve turizm tesisiyle çevrili olan bu küçük iç deniz, kronik kirlenme etkilerini yaşıyor. Üç koldan yoğun biçimde kirletiliyor Marmara: Evsel kirlilik, endüstriyel kirlilik ve gemi kökenli kirlilik. Denizin alan olarak küçük olması da kirliliğin etkilerini derinleştiriyor.
Denize boşaltılan arıtılmamış atıklar, deniz trafiğine bağlı petrol kirliliği ve sanayi/evsel atıklara bağlı ağır metal kirliliği, etrafına can katan Marmara’yı günden güne daha cansız bir deniz haline getiriyor. Üstelik bir yandan da Marmara ve Karadeniz birbirlerini kirletiyor…
Tüm bunların deniz ekosisteminde yarattığı yıkım, denizanası sayısındaki artış, plankton patlamaları, müsilaj ve toplu balık ölümleriyle kendisini gösteriyor. TÜDAV, Akdeniz foku, mersinbalığı, karides, yengeç gibi deniz canlılarının da neslinin azaldığı bilgisini veriyor. “2006, 2007, 2008 yıllarında da müsilaj görüldü ama 2021’deki son müsilaj dikkat çekti. Bizim 20 senede anlatamadığımızı doğa iki günde anlattı” diyor Prof. Dr. Öztürk ve ekliyor: “Yıllardır bilim yapan, dünyanın bütün denizlerini görmüş biri olarak Marmara’nın elimizden kayıp gitmesine üzülüyorum. Mart ayında balıklar Çanakkale Boğazı’ndan girer, Marmara adalarından ve İstanbul Boğazı’ndan Karadeniz’e geçip yumurtlar. Eylül ve ekim aylarında da tersini yaparlar. Artık uskumru yok, kolyoz, kalkan, dil balığı yok bu sularda. Marmara kirlenmiş bir deniz, oksijene ihtiyacı var…”
Bu kirliliğin ortasında Marmara kendisini Ege Denizi’nden gelen alt akıntının oksijenli sularıyla yenilemeye çalışıyor. Denizlerin oksijen deposu olan deniz çayırları da o sırada dört koldan ekosistem hizmetlerine devam ediyor. Marmara’da dört tür deniz çayırı görülüyor; Akdeniz’e has Posidonia oceanica türüne ise bu sularda en az 10 bin yıllık “relikt” (kalıntı) olarak rastlanıyor. TÜDAV ve İş Bankası’nın işbirliğiyle başlatılan “Denizlerin Geleceği: Deniz Çayırları” projesi de Marmara’nın yardım çığlığına kulak veriyor ve bu eşsiz yaşam formları için devreye giriyor…